Sait Maden, her ne kadar grafik tasarımcı ve çevirmen olarak daha fazla tanınsa da, özünde kendini her zaman bir şair olarak görmüş ve şiire büyük bir tutkuyla bağlanmıştır. "Şık Derviş" belgeselinde aktarıldığı üzere, Maden için şiir diğer tüm sanatsal uğraşlarının merkezinde yer almış, onun düşünce yapısını ve sanatsal bakış açısını şekillendiren temel unsur olmuştur.

Şair Sait Maden'in portresi
Sait Maden şiir yazarken

Belgeselde vurgulandığı gibi, Maden şiir yazma sürecinde son derece titiz ve mükemmeliyetçi bir yaklaşım sergilemiştir. Şiirlerini defterlerinde uzun süre taşıyan ve tekrar tekrar üzerinde çalışan Maden, beğenmediği şiirlerini hiç tereddüt etmeden çöpe atmış, sadece tam anlamıyla tatmin olduğu eserlerinin yayımlanmasına izin vermiştir. Bu tutumu, onun sanat anlayışındaki ödünsüz mükemmeliyetçiliğin bir göstergesidir.

Arkadaşlarının ve meslektaşlarının belgeseldeki anlatımlarına göre, Maden'in şiirleri, tıpkı grafik tasarımları gibi, kusursuz bir biçim anlayışı ve özenle seçilmiş kelimelerle örülmüştür. Şiirlerinde kullandığı dil, arı ve ayrıntılardan arınmış, özlü bir Türkçe'dir. Sarp Maden'in belgeselde aktardığı üzere, babasının şiir yazma sürecinde tamamen içine kapandığı, izole bir yaratım sürecini tercih ettiği bilinmektedir. Bu içe dönük yaratım süreci, onun "derviş" yönünü yansıtır niteliktedir.

Şiir yayıncılığı konusunda da seçici bir tutum sergileyen Maden, şiir kitaplarını kendisi tasarlamış ve yayımlamıştır. 1996 yılında kurduğu Çekirdek Yayınları, onun şiir kitaplarının da yayımlandığı bir platform olmuştur. Konuşma kaydında belirtildiği üzere, Maden'in kendi şiir kitaplarını geleneksel bilgisayar dizgisi yerine, özel yazı karakterleriyle kendi tasarladığı bilinmektedir. Bu da onun şiir ve tasarım arasında kurduğu organik bağın bir göstergesidir.

Maden'in şiir anlayışı, 1950-1960'lı yılların İkinci Yeni şiir akımından etkilenmiş olsa da, özgün bir çizgide ilerlemiştir. Belgeselde aktarıldığı üzere, o şiirlerinde modernist bir dil kullansa da, geleneksel estetik ve metafizik arayışlardan da beslenmiştir. Batı şiirinden, özellikle de çevirilerini yaptığı şairlerden etkilenen Maden, bu etkileri kendi özgün poetik ses ve duyarlılığı ile sentezlemiştir.

Maden'in şiir sanatına verdiği emeğin geç de olsa takdir görmesi, 2011 yılında kendisine verilen PEN Türkiye Şiir Ödülü ile gerçekleşmiştir. Bu ödül, onun şiirdeki başarısının Türk edebiyat dünyasındaki resmi bir tanınması olarak kabul edilebilir.

"Şiir tam bir yoğunluk ve derinlik işidir. Bir şiir defteri gibi görebilirsiniz dünyayı."

Sait Maden

Şiir Anlayışı ve Poetikası

Sait Maden, şiir yazmaya henüz on üç yaşındayken başlamış ve on dört yaşında ilk şiirini Çorum'da çıkan haftalık yerel bir gazetede yayımlatmıştır. Bu erken yaşlardan itibaren Divan şiiriyle ilgilenmiş, aruz veznini öğrenmiş ve Fuzuli başta olmak üzere klasik şairleri okumaya başlamıştır. Bu köklü edebi altyapı, onun şiir anlayışını şekillendiren önemli faktörlerden biri olmuştur.

Döneminin şiir akımlarına mesafeli duran Maden için, Cemal Süreya'nın deyimiyle "kuşaksız bir şair" tanımlaması yapılmıştır. Doğum tarihine bakıldığında İkinci Yeni kuşağı içinde değerlendirilebilecek olsa da, kendine özgü imge evreni ve dil dünyasıyla belirli bir akıma dahil edilemeyecek kadar özgün bir şiir geliştirmiştir. Tıpkı Behçet Necatigil ve Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi, tekil ve kişisel bir şiir dünyası kurmuştur.

Maden'in şiir anlayışını kendisi şöyle ifade etmiştir: "Şiirlerimi oluşturan her şeyi somut birer varlık olarak yansıttım. En soyut bir kavramın bile benim şiirimde elle tutulur, gözle görülür bir nesne olarak yer aldığını görebilirsiniz. Bu bana tasarımcılığımın armağanıdır." Bu yaklaşım, onun şiirlerindeki güçlü görsel karakteri açıklamaktadır.

Onun şiir anlayışının bir diğer önemli yönü, kültürel derinlik ve çeşitliliğe verdiği önemdir. Kendisi, "bütün bunları bilen, uğraşan, gören, hisseden birinin yazdığı şiirle bunlardan bir haber birinin yazdığı şiir aynı olmaz" diyerek şiirde kültürel birikimin önemini vurgulamıştır. Bu birikim için büyük emek harcayan Maden, Türk şiirinin yanı sıra dünya şiirini de yakından takip etmiş, hatta şiir açlığını gidermek için kendi ifadesiyle birçok dil öğrenme yoluna gitmiştir.

"Bir insanın, önce bir yaşam felsefesi olacak ki, onun üzerine sanat felsefesi inşa etsin."

Sait Maden

Maden'in şiirlerinde sadece teknik ustalık değil, aynı zamanda derin bir düşünsel altyapı da vardır. Şiirlerinde varlık ve anlam sorgulaması, ontolojik bir yapının izleri görülür. Zaman kavramı şiirlerinde merkezi bir yer tutar. Geçmişle bugün, bugünle yarın arasındaki gerilimi, elde edilen ve yitirilen, düşe yazılan ve düşte yiten arasındaki çatışmayı şiirlerinde ustaca işlemiştir.

Son derece titiz bir şair olan Maden, şiir üslubunu bulana dek yazdığı tüm şiirleri imha ettiğini belirtmiş olsa da, ömrü boyunca titizlikle hazırladığı ve 500 sayfayı bulan kapsamlı bir şiir külliyatı oluşturmuştur. Bu şiirlerde, yeryüzü, doğa, su, çöl, gökyüzü, insan ve evren üzerine derinlikli gözlemler ve düşünceler yer alır.

Şiir ile Diğer Sanatların İlişkisi

Sait Maden için şiir, tüm sanatsal üretimlerinin merkezinde yer alan bir çekirdek gibiydi. Kendi ifadesiyle: "Bende şiirle resim birbirini bileyerek gelişti." Bu cümle, onun farklı sanat disiplinleri arasında kurduğu organik bağı mükemmel şekilde özetler. Grafik tasarım çalışmalarını besleyen ve şekillendiren "tek kaynağın" şair kimliği olduğunu açıkça ifade etmiştir.

Oğlu Sarp Maden, babasının sanatını tarif ederken, onun sadece yerel kültürü değil, tüm dünya kültürlerini ve sanatlarını özümsediğini belirtmiştir. Dünyanın her yerinden - Vietnam şiirinden Eskimo sanatına, Afrika şiirinden eski medeniyetlerin metinlerine kadar - sanatsal ifadeleri incelemiş ve bunları kendi estetik anlayışıyla sentezlemiştir. Bu geniş kültürel ufuk, onun şiirinin beslendiği zengin kaynakları göstermektedir.

Maden'in çevirmen kimliği de şiir anlayışıyla doğrudan ilişkilidir. Şiirleri aslından çevirebilmek için Fransızca (Baudelaire için), İspanyolca (Lorca için), İngilizce (Edgar Allan Poe için), Rusça (Mayakovski için) gibi birçok dil öğrenmiş, çeviri sürecinde şiirlerin özgün müzikalitesini ve ruhunu korumak için olağanüstü bir çaba göstermiştir. "Çeviri ahlakı bunu gerektir" diyerek, Baudelaire çevirilerini Fransızca aslıyla birlikte yayınlaması, onun sanatsal dürüstlüğünün ve özgüveninin bir göstergesidir.

Tasarımcı kimliği de şiir anlayışını şekillendiren önemli bir unsurdur. Şiirdeki görsel imgeleri, tasarımcı titizliğiyle işleyen Maden, soyut kavramları somut imgelerle ifade etme konusunda ustalaşmıştır. Kendi şiir kitaplarının tasarımını da bizzat üstlenmiş, tipografi, sayfa düzeni ve kapak tasarımında şiirin ruhunu yansıtacak estetik kararlar almıştır.

Çekirdek Yayınları'ndan çıkan kendi kitaplarında, şiir ve tasarım bütünlüğünü en yüksek seviyede gerçekleştirmiştir. Her ayrıntıyı, sayfadaki boşlukları, tipografik seçimleri şiirin içeriğiyle uyumlu olacak şekilde tasarlamış, böylece şiir okuma deneyimini görsel bir boyutla zenginleştirmiştir.

"Grafik tasarımın 'somutlaştırma' işlevi görür, tıpkı şiirde olduğu gibi soyut kavramları görsel bir dille somut hale getirir."

Sait Maden

Maden'in şiiri, diğer sanatlarla kurduğu bu diyalog sayesinde, çok katmanlı, zengin çağrışımlı ve derinlikli bir nitelik kazanmıştır. Onun şiir dünyası, yalnızca sözcüklerle değil, imgeler, sesler, çizgiler ve renklerle de düşünen bir sanatçının bütünsel vizyonunu yansıtır.

Şiir ile Diğer Sanatların İlişkisi

Sait Maden'in sanat anlayışında şiir, diğer tüm sanatsal ifade biçimlerinin merkezinde yer alır. "Şık Derviş" belgeselinde aktarılan bilgilere göre, Maden için şiir sadece edebi bir tür değil, aynı zamanda dünya ile kurduğu ilişkinin ve diğer sanat dallarındaki üretiminin de temelidir.

Belgeselde vurgulandığı üzere, Maden'in grafik tasarımlarındaki şiirsel yaklaşım, onun eserlerinin ayırt edici özelliklerinden biridir. Tasarımlarındaki çizgilerin ritmi, renklerin harmonisi ve kompozisyonların dengesi, bir şiirdeki dizelerin akışına benzer bir müzikaliteye sahiptir. Bu bağlamda, onun tasarımlarına bakmak adeta bir şiir okumak gibidir.

Konuşma kaydında belirtildiği gibi, Maden'in çeviri anlayışı da şiirsel bir temele dayanır. Çevirdiği şiirleri yeniden yaratırcasına Türkçeleştiren Maden, kaynak metnin özünü ve müziğini korumaya büyük önem vermiştir. Bu anlamda, onun çevirileri, kendi şiirsel duyarlılığının başka şairlerin evrenine nüfuz etmesidir.

Maden'in şiir ve görsel sanatlar arasında kurduğu ilişki, kendisi tarafından tasarlanan şiir kitaplarında somutlaşır. Belgeselde anlatıldığı üzere, bu kitapların tasarımı, içerikle tam bir uyum içindedir ve adeta şiirin görsel bir uzantısı niteliğindedir. Maden'in tasarladığı kitap kapakları, şiirin ruhunu yansıtan görsel yorumlar olarak okunabilir.

Belgeselde Sarp Maden'in anlattığı üzere, babasının müzikle de yakın bir ilişkisi vardı. Şiirleri, çoğu zaman müzikal bir ritimle yazılmış ve okunduğunda adeta bir müzik eseri gibi kulağa hitap eden yapıtlardı. Bu müzikalite, Maden'in şiirsel dilinin önemli bir unsurudur.

"Şiir, görsel sanatlar ve müzik, farklı dillerde aynı hikayeyi anlatmanın yollarıdır."

Sait Maden

Şiir Kitapları

"Şık Derviş" belgeselinde aktarıldığı üzere, Sait Maden şiir kariyeri boyunca özenle hazırlanmış şiir kitapları yayımladı. Uzun yıllar üzerinde çalıştığı, titizlikle olgunlaştırdığı şiirlerini kitaplaştırma konusunda büyük hassasiyet gösteren Maden, kendi tasarım ve tipografi anlayışını şiir kitaplarına da yansıttı.

Hiçlemeler (1972)

Sait Maden'in kelimeleriyle dokunmuş bir dünyaya adım atmanızı sağlayan bu eser, şiirlerin büyülü atmosferinde kaybolarak, derin anlam katmanlarını keşfetme imkanı sunar. Belgeselde ve konuşma kaydında belirtildiği gibi, Maden'in metafizik arayışlarının somut bir göstergesi olan "Hiçlemeler", her satırında yeni bir duygu deneyimlemenize olanak tanıyan, düşündüren ve sorgulamaya teşvik eden şiirlerden oluşur.

ISBN: 975-8076-07-8 | Çekirdek Yayınları | 157 sayfa

Kaynakça'da görüntüle

Açıl Ey Gizem (1986)

"Ötesizlik Sesiniz çıktığınca bağırın. Duvar değil bu. Süregelen gece uzayıp giden dağ yeryüzünün bütün dolambaçları değil. Gücünüz yettiğince sesiniz çıktığınca bağırı bu karanlıkta kimse duymayacak öteden sizi. Sesiniz çıktığınca bağırın. Duvar değil bu. Dipsiz kuyular değil bu. Kendi yüzünüz." Belgeselde aktarılan bilgilere göre, bu kitapta tasavvuf düşüncesinin izleri daha belirgin şekilde hissedilir.

ISBN: 978-9758076062 | Çekirdek Yayınları | 167 sayfa

Kaynakça'da görüntüle

Şiirin Dipsularında

Maden'in şiir dili ve dünya görüşünü yansıtan bu eserde, şair şiirin derinliklerine dalmayı tercih etmiştir. Şiirin açılışında şöyle söyler: "Tersine çevirenler karanlığı, neden her çevirişte karanlık buldu yeniden? Yazık! Bir gün ben de çevirdim, baktım içerisine, kim var diye. Bir umutsuz, kör boğuşmada, tuz buz devrildi nice sözcük dört bir yana ve tek tük ayakta kalanlar da saklandılar art arda en kuytu derinliklere hiç çıkmamak üzere."

ISBN: 978-9758076277 | Çekirdek Yayınları | 138 sayfa

Kaynakça'da görüntüle

Yol Yazıları

Maden'in şiirsel yolculuğunun izlerini taşıyan bu kitap, hayata ve insana dair derin gözlemlerini içerir. Şu dizeler kitabın ruhunu yansıtır niteliktedir: "Yavru bir serçe gibi gece tıklattı camı. Düşünekaldı çocuk: açsa mı, açmasa mı? Ya apansız büyüyüp serçe olursa kartal? Soru gibi kıvrıldı camın ardındaki dal." Belgeselde bahsedildiği üzere, Maden'in şiirlerindeki imgeler, onun görsel dünyasıyla iç içe geçmiş durumdadır.

ISBN: 978-9758076086 | Çekirdek Yayınları | 134 sayfa

Kaynakça'da görüntüle

Konuşma kaydında belirtildiği üzere, Maden'in şiir kitaplarında dikkat çeken önemli bir özellik, bu kitapların tasarımının da bizzat kendisi tarafından yapılmış olmasıdır. Her bir kitap, içerik ve biçim açısından tam bir bütünlük arz eder. Maden'in tipografi ustalığı, şiir kitaplarının fiziksel görünümünde de kendini gösterir. Belgeselde aktarılan bilgilere göre, Maden şiir kitaplarının mizanpajını, yazı karakterlerini ve kapak tasarımlarını özenle hazırlamış, bu kitapları sadece edebî eserler değil, aynı zamanda tasarım nesneleri olarak da değerli kılmıştır.

Seçilmiş Şiirleri

Gölge Saatleri

"Hiçlemeler" kitabından, varlık ve yokluk arasındaki ilişkiyi sorgulayan metafizik bir şiir

Bir dağ ışığı çemberi azaldı uzaklarda
ve ben geçiriyorum onu üzerimde
üşüyen bir ses gibi
bir buz anıtı gibi
ağır ağır.

Kuşlar kâğıdında eğimli çizgiler
oyulmuş incelikle
seni içine alan o büyük taş
yontulmuş anlık müziğinle
yürüyor gölge saatinde
buzdan sütunlar arasında.

Dokunsam sana
ve unutsam
çılgın ırmaklar bedeninde
açtığın yerleri
ve ölü fırtınayı elinde
oyalandığın yeri.

Yazıt

"Göçebe Harf" koleksiyonundan, şairin yaşam felsefesini yansıtan özlü bir şiir

Yaşadım, çoğaldım, eksildim
söyledim, sustum
güldüm, ağladım
sevdim, acı çektim
öldüm.

Durun!
İki satır daha var:
inanarak yaşadım
inandığım gibi öldüm.

Karşılık

"Açıl Ey Gizem" kitabından, iç ve dış dünya arasındaki sınırları sorgulayan felsefi bir şiir

Bir sözcükten öte değil
ne varsa içimde
bir deniz kokusu gibi gelip geçen
bir anı

Adını bilmiyorum
ne varsa dışımda
bir anlamı var mı sormanın
bir bakış

Varsın olmasın
ben ki yaşıyorum
ondan ötesini
bir bakıştan öte

Gelincik

"Çekirdek" koleksiyonundan, şairin sadeleşen ve kristalleşen dil anlayışını yansıtan lirik bir şiir

geç mi kaldı
gün mü karardı
ağaç kendini üşüyor

gözüm doldu
göğsüm acıyor
örtün beni gidiyorum

kanadım vardı
kırdılar
yüreğim vardı
aldılar

taş oldum
su oldum
geldim

kalmadı kimsem
kalmadı sesim
ateşin külünde bir gelincik oldum
açtım ve gittim

Eski Bir Türkü

"Toplu Şiirler" içindeki geç dönem eserlerinden, geleneksel Türk halk şiirinden izler taşıyan bir şiir

karanlık sularda
yitirdim sesimi
yosunlu taşlara
yazdım adını

ıssız gecelerde
seni söyledim
kırık bir aynada
seni gördüm

göğsümde açan
kızıl bir gül gibi
yandım, tutuştum
kül oldum senin için

Daha Fazla Şiir

Sait Maden'in diğer şiirlerini keşfetmek için aşağıdaki kaynaklara başvurabilirsiniz: